Depresyon, olağan bir üzüntü ya da yas tutmadan öte, duygusal açıdan çökkün bir durumun varlığını gösteren bir belirtiler kümesinden oluşan bir rahatsızlıktır. Yalnızca olumsuz düşünceler, duygular ve davranışlarla değil, özgül birtakım bedensel işlevlerin (yemek yeme, uyku uyuma ve cinsel etkinlik gibi) bozulmasıyla da kendini gösterir.
Depresyondaki kişi;
Kendisini çökmüş, üzüntülü ya da boşluktaymış gibi hissedebilir. Sürekli ağlayabilir ya da duygularının uyuştuğunu, duygusuzlaştığını söyleyebilir.
Kolaylıkla kızabilir ve kendisini daha önceden rahatsız etmeyen şeylere sinirlenebilir. Olağandışı sinirli, kaygılı, tasalı olabilir ya da küçük şeyleri gözünde çok büyütür. Kendisini huzursuz hisseder.
Daha önce zevk aldığı etkinliklerden, dostluklardan zevk almamaya, yaşam sevinci duymamaya başlar.
Kişisel sorumluluklarını yerine getiremez ya da kişisel bakımını ihmal eder. Zorunlu ödemelerini unutabilir, yapması gerekenleri zamanında yapamayabilir, işinin gerisinde kalabilir.
Yeme alışkanlıklarında değişiklikler olur. Açlığını duyumsamayabilir. Çaba göstermeden kilo verebilir. Aşırı yemek yiyebilir ve kilo alabilir.
Uyku alışkanlıkları değişebilir. Geceleri uykuya dalmakta zorluk çekebilir, sık sık uyunabilir ve sabah erken uyanabilir ya da çok fazla uyuyabilir.
Yorgun, bitkin ve güçsüz hissedebilir. Kişi kolunu kaldıramaz hale gelebilir ve vücut hareketleri yavaşlayabilir.
Düşüncelerini yoğunlaştırmada, odaklanmada zorluk çekme, dikkat dağınıklığı ve bellek güçlükleri yaşayabilir. Düşüncelerini belli bir konu üzerinde yoğunlaştıramaz. Karar vermede güçlük yaşar.
Duygusal durumunda büyük dalgalanmalar yaşayabilir, kısa bir zaman dilimi içinde taşkınlıktan çökkünlüğe geçiş yapabilir.
Artık yaşamını denetim altında tutamadığı duygusunu taşıyabilir. Yaşadığı stresler karşısında kolaylıkla bunalır. En basit işlerde bile başkalarına ihtiyaç duyar.
Parlak bir geleceğin olmadığını düşünebilir, hiçbir şeyin daha iyiye gitmeyeceğini hisseder. Yaşamın anlamsız olduğuna inanır.
Kendisinin çevresindekiler kadar iyi olmadığını düşünebilir, dolayısıyla insanlardan uzaklaşmaya başlayabilir. Herhangi özel bir neden olmaksızın kendisini suçlu hisseder.
Kötümser ve karamsar olur, benlik saygısı azalır ve hiçbir şeyin daya iyi olacağına inanmaz. “Yetersizim”, “Ne işe yararım ki ?” gibi söylemleri olur.
Baş ağrıları, karın ağrıları gibi tedaviye yanıt vermeyen bedensel belirtiler ve yakınmalar olabilir.
Depresyon belirtilerinden kurtulmak için alkol ya da gereksiz ilaç kullanımına başvurabilir ve bu nedenle depresyonu daha da kötüleşebilir.
Ölmüş olmayı isteyebilir, “ölsem de kurtulsam” gibi söylemleri olabilir.
Depresyon bir zayıflık değildir; nedenleri, belirtileri ve tedavi yaklaşımları açısından biyolojik, psikolojik ve toplumsal uzantıları olan ve çok önemsenmesi gereken bir rahatsızlıktır. Tedavi edilmezse daha da kötüleşir. Depresyonla boğuşanlar için çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Psikoterapiler bu tedavilerin başında gelir, en etkili ve kalıcı tedavi yöntemi olarak bilinir. En sık kullanılan psikoterapi yaklaşımı ise bilişsel davranışçı terapilerdir ve ortalama 8-16 seanslık bir tedavi süreci öngörülür.
Uzm.Psk. Lale TUNCEL
PSİKOLOJİ ÇEKMEKÖY DANIŞMANLIK MERKEZİ